Kentsel dönüşüm kansere dönüşmesin

Kentsel dönüşüm kansere dönüşmesin

İş güvenliği uzmanı Yıldız, 2010’dan itibaren yasaklanan asbestin, eski binaların yıkılması ile yeniden tehlike yaratmaya başladığını söyledi. Zerrecikler halinde havaya karışan asbest, başta kanser olmak üzere akciğer hastalıklarına yol açıyor…

Özlem GÜVEMLİ
06:26 – 20 Eylül 2016
Asbest Söküm Uzmanı ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Kenan Yıldız, belediyeleri ve inşaat firmalarını kentsel dönüşümün yarattığı gizli tehlike asbeste karşı uyardı. Kanserojen bir mineral olan asbestin kullanımının insan sağlığına zarar vermesi nedeniyle Türkiye’de 2010’da yasaklandığını hatırlatan Yıldız, “Ancak son yıllarda artan kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte 2010’dan önce yapılan binaların yıkımı sırasında yüksek miktarda asbest ile karşılaşmaya başladık” dedi.

4 BELEDİYE ÖRNEK OLSUN

Türkiye’de bugüne dek yıkılan hiçbir binada asbest kontrolü yapılmadığını vurgulayan Yıldız, son 2 yıldır sadece İstanbul’da Kadıköy, Tuzla, Maltepe ve Şişli belediyelerinde örnek bir çalışma yapılmaya başlandığını anlattı. Bu 4 belediyenin asbest raporu olmadan yıkıma izin vermediğini belirten Yıldız “Özellikle kar amacı gütmeyen kamu kurumlarının ve belediyelerin bu çalışmalara öncülük etmesi gerekiyor. Yıkımdan önce ‘Asbest Envanter” raporu hazırlatılmalı. Bu raporlar olmadan yıkım ve yapım ruhsatı vermemeli. Kentsel dönüşüm kansere dönüşüm olmasın” diye konuştu.

ASBEST SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Yıldız’ın verdiği bilgilere göre asbest, gerekli tedbirler alınmadan yıkılan binalarda lifsi tozlar olarak ortaya çıkıyor. Bu tozlar yıkımda çalışan işçileri, çevrede yaşayan yurttaşları doğrudan etkiliyor. Asbestli tozlar, solunum yoluyla akciğerlere ulaşıyor. Vücuda giren asbest akciğer kanseri, akciğer zarı kanseri, asbestoz, çermik hastalığı gibi tedavisi çok güç hastalıklara yol açıyor. Rüzgarla yayılarak daha geniş alanları etkileme olasılığı da bulunuyor. Sebep olduğu hastalıklar içerisinde en sık karşılaşılanı asbestoz hastalığı. Akciğer zarında yaralara neden olan bu hastalığın en can alıcı noktası ise belirtilerinin ancak 10-20 yıl sonra ortaya çıkması.

Haberin devamı>>>

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*